Kategoriler: İnternet Medyası

CHP İstanbul’u kazanmaya mı yeniden kaybetmeye mi hazırlanıyor?

Sayın Emre Kongar,

Bugün Cumhuriyet gazetenizdeki köşenizde CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na övgüler düzüyor ve CHP’nin İstanbul Belediye Başkanlığı’nı kazanmasına ramak kaldığını müjdeliyorsunuz. Kaftancıoğlu’nun sizi en çok etkileyen yanının siyasi kariyerini önümüzdeki İstanbul Belediye Başkanı seçimine bağlı gördüğünü belirtmesi olduğunu da dile getiriyorsunuz.

Sorum şu: Kaftancıoğlu siyasi kariyerini neden ülkemiz için hayat memat meselesi olan 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinde İstanbul’dan alınan seçim yenilgisi, daha doğrusu hezimeti sonrasında sorgulama gereği duymamıştır? Bildiğiniz gibi Kaftancığlu sandıklar kapandıktan birkaç saat sonra Muharrem İnce ile Tayyip Erdoğan’ın sırayla % 44 ve % 45 dolayında başa baş bir durumda olduğunu ve İstanbul verilerinden yola çıkarak seçimin ikinci tura kaldığını müjdelemişti. Sonuçta ise Tayyip Erdoğan İstanbul genelinde % 50 Muharrem İnce % 36 oy almıştı. Tayyip Erdoğan’ın MHP desteği ile bu sonucu aldığını da ileri sürebilirsiniz. Ama sonuçlardan açıkça görüldüğü gibi CHP’nin örtülü biçimde HDP’ye destek vermesinin karşılığında (Ki Kaftancığlu’nun HDP’ye oldukça sıcak bir ideloljik/örgütsel çizgide olduğu herkesin malumudur) HDP’den İnce’ye ve İyi Parti’den de İnce’nin kazanma şansı en yüksek aday olmasına ilişkin medyatik yönlendirmenin de etkisiyle Meral Akşaner’e değil de yine İnce’ye oy kayışı olmasına rağmen. İnce’nin Tayyip Erdoğan karşısında en kuvvetli aday olduğu yönlendirmesini bizzat Erdoğan, AKP ve yandaş medya da beslemiştir bu arada taktik gereği.

Tayyip Erdoğan’a sınırsız yetkiler kazandıran,resmen ve fiilen rejim değişikliğine yol açan bu kritik seçimdeki İstanbul bozgunun birinci dereceden sorumlusu Kaftancığlu’dur. Elbette Kılıçdaroğlu ve Y-CHP yönetiminin yanı sıra Muharrem İnce’de ağır sorumlular arasındadır.

Başta Kaftancıoğlu ve ekibi olmak üzere Y-CHP örgütlerinde CHP’nin kurucu değerleriyle ve tabanıyla örtüşmeyen bir zihniyet, ideoloji ve kadro ile 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde başta İstanbul olmak üzere tüm seçim bölgelerinde yeni yenilgiler alınması şaşırtıcı olmayacak ne yazık ki?

Saygılarımla

Ali Rıza Üçer
* * *
* * *

Emre Kongar’ın ilgili yazısı:

Salı günü CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve arkadaşları Cumhuriyet Gazetesi’ni ziyarete geldiler. Haberini dünkü gazetede görmüşsünüzdür.
Ben de o gün tesadüfen gazetede olduğum için konukların ağırlanmasına katıldım.
Ev sahipleri ve konuklar arasındaki nezaket sözlerinden sonra, Canan Hanım’a, adaylık süreci açısından, CHP’nin de yaşadığı ve bütün partilerin klasik sorunu olan, “parti içi çekişmeleri” sordum.

***

Bütün partilerde olduğu gibi, CHP’nin de iktidarı kazandığı il ve ilçelerde, Büyükşehir Belediye Başkanlarıyla İlçe Belediye Başkanları ve ayrıca partinin İl ve İlçe Örgüt Başkanlarıyla Belediye Başkanları arasında çeşitli anlaşmazlıklar, sürtüşmeler olur.
Buna bir de, gerek belediyelerdeki gerekse örgütlerdeki eski ve yeni başkanlar arasındaki sürtüşmeleri eklerseniz, her partinin kendi içindeki sandalye kavgalarının, partiyi, rakip partilerin propagandalarından daha çok yıprattığını tahmin edersiniz.
Bütün bu “yapısal” çekişmelere ek olarak, her seçim döneminde, aday adayları arasında rekabet de başlar.

***

İstanbul Belediye Başkanlığı seçiminin Türkiye’nin siyasal kaderinietkileyeceği açık:
CHP’nin bu seçimi kazanması, hem insanların ülkeyi boğan bu Tek Adam Rejimi baskısından kurtulma umudunu arttıracak hem de en azından İstanbulluların biraz daha özgür, uygar ve rahat bir yaşama kavuşmasına yol açacak.

***

Canan Kaftancıoğlu, yaptırdıkları araştırmalardan elde ettikleri sonuçlara göre her ilçenin sorunlarına özel olarak ayrı ayrı eğildiklerini, adayları bu sorunlara göre belirleyeceklerini belirtti.
Israrla, hiçbir ilçede hiçbir önyargıya sahip olmadıklarını, örneğin adayları “muhafazakâr” olup olmadıklarına göre değil, o ilçenin halkıyla ve sorunlarıyla ne denli iç içe olduklarına göre değerlendireceklerini vurguladı ve “Tek bir oy artışının bile hesabını yapıyoruz” dedi.
Beni en çok etkileyen tavrı, kendi siyasal kariyerini, önümüzdeki İstanbulBelediye Başkanı seçimine bağlı gördüğünü belirtmesi oldu:
“Ben hiçbir yere aday olmadım, olmayı da düşünmüyorum, bütün siyasalkariyerimi bu seçime bağladım” dedi.

***

İlçeler bazında özel değerlendirmeler yapmak ve sorunlara fonksiyonelçözümler içeren bir kampanya oluşturmak hiç kuşkusuz, doğru bir yaklaşım.
Hem Erdoğan/AKP iktidarının ülke çapındaki siyasal ve ekonomik başarısızlıklarından dolayı, hem de İstanbul’un yeşil alan/arsa yağması, ulaşım gibi temel sorunları büyüdüğü için:
CHP, İstanbul Belediye Başkanlığı’nı yeniden kazanmaya çok yaklaşmış görünüyor…
Yeter ki, Büyükşehir için de, halka güven ve umut veren bir adaybelirlenebilsin.
Kaftancıoğlu önümüzdeki günlerde böyle bir adayın nitelikleriniaçıklayacaklarını belirtti.

***

DİREN SOSYAL DEMOKRASİ…
DİREN SOSYAL DEMOKRAT BELEDİYECİLİK!

CHP İstanbul’u kazanmaya mı yeniden kaybetmeye mi hazırlanıyor? – İlk Kurşun Gazetesi.

Orijinal haber kaynağı için; İlk Kurşun Gazetesi

Benzer haberler:

    yok